Mihail Gorbaçov

24 Temmuz 2009 Cuma Yorumunu Paylaş

"Sevgili vatandaşlarım, yoldaşlar!

Mevcut durumu ve Bağımsız Devletler Topluluğu'nun kurulmasını göz önünde bulundurarak, SSCB devlet başkanlığı makamını bırakıyorum. Birtakım prensiblerden dolayı bu kararı aldım...

Şu ana kadar özerklik ve milletlerin bağımsızlığı konusunu kararlı bir şekilde dile getirdim. Aynı zamanda bir fedarasyonun kurulmasını da istedim.

Ancak olaylar farklı şekilde gelişti. Devletin bölünmesini isteyen ve benim kabul edemediğim bu eğilim başarılı oldu.

SSCB başkanı olarak size son kez seslenirken, 1985'ten bu yana aldığımız istikamete yönelik pozisyonumuzu vurgulamam gerekir.

Bu yaşananlar zaten kaderimizde vardı. Normalde üstünde yaşadığımız topraklarda petrol, doğal gaz ve daha niceleri var... Ancak herşeye rağmen sanayileşmiş ülkelerdeki insanlardan çok daha kötü bir şekilde yaşıyoruz. Ve aradaki mesafe sürekli artıyor. Peki bunların sebebleri nelerdi?

Öncelikle toplumumuz, bürokratik koruma sistemi içinde boğlmuştu. İdeolojiye hizmet etme ve silahlanma yarışının yükünü taşıyorduk. Göstermelik reformlar birbiri adına başarısız oldu. Böyle yaşayamazdık. Ve radikal bir revizyona gitmeye karar verdik...

1985 baharından itibaren yenileşme içerisine girdik. Toplum özgürlüğünü kazandı, ruhen özgürleştirildi. Bu ülkenin zenginleşmesini öneleyen totaliter sistem bırakıldı. Demokrasi önem kazanmaya başladı. Çoğulcu eknomiyi gerçekleştirmek için elimizden geleni yapmaya başladık.

Ekonomimizi serbest pazar haline getirmeye başladık. Daha özür bir ekonomi! Ve ekonomimizi yerle bir eden, düşünce tarzımızı iğdiş edene ve moralimizi ayaklar altına alan Soğuk Savaş'a, silahlanma yarışına ve ülkemizin çılgınca militarize edilmesine bir nokta konuldu. Nükleer silahların güvenlikleri konsunda olağan üstü bir mücadele verildi...

Kendimizi tüm dünyaya açtık. Sınır dışıyla ilgimizi tamamen kestik ve askerlerimizi geri çekmeye başladık. Dünyanın demokratik tutanaklarından biri haline geldik.

Ancak tüm bu değişiklikler bizim ideolojik kalıplarımıza, ataerkilliğe ve asalakalığa alışkın psikolojimize, eski parti ve devlet organları ile ekonomik yöntem aygıtlarının yanısıra, modası geçmiş mücadele koşullarında gerçekleştirildi. Değişim süreci, hoşgörüsüzlüğümüze, düşük seviyeli politik kültürümüze ve değişim korkusuna karşı da mücadele verdi. Ve toplum, daha derin bir krizin içine düştü...

Ama birkez daha vurulamak isterim ki, geçmişini de göz önünde bulundurursak, böylesi büyük bir ülkedeki radikal değişimlerin hepsi sancılı olacaktır. Ve biz, sonuna kadar pes etmeyeceğiz!

Son on beş yıldaki kazanımlarımızı bir kenara koyamayız, hiçbir koşulda onlardan vazgeçemeyiz. Aksi takdirde daha iyi bir geleceğe yönelik tüm umutlarımız kaybolacak.

Tüm bu geçen yıllar içinde haklı davamızı savunarak bana destek verenlere en kalbî teşekkürlerimi sunarım. Muhakkak ki, daha iyi işler çıkarabilirdik. Ama eminim ki, çalışmalarımızın meyvesini ergeç alacağız.

Herkese her şeyin en iyisini dilerim."

0 yorum »

Düşüncelerini Yaz!