"Beyler, görüyorum ki sizi yeni bir maceraya sürüklediğimde, beni eskiden sahip olduğunuz o ruh hâli ile takip etmiyorsunuz. Sizinle bir karara varalım diye toplanmayı istedim. Benim tavsiyeme uyup ilerleyecek miyiz, yoksa size kulak kabartıp geri mi döneceğiz? Şu ana kadar gösterdiğiniz çabalarla ilgili ya da komutanınız olarak benim hakkımda bir şikayetiniz varsa, söyleyecek bir şeyim yok...

Ama size hatırlatmak isterim ki, cesaretiniz ve kararlılığınız ile İyonya'yı, Hellespont'u, Frigya'yı, Kapadokya'yı, Mısır'ı, Mezopotamya'yı, Babil'i ve tüm Pers diyarını ele geçirdiniz. Topraklarımız Yunanistan'dan Arap çöllerine dek uzanıyor.

Tüm bunları başarmışken, gücünüzü Hindistan'a ve diğer taraftaki kavimlere genişletmekte neden tereddüt ediyorsunuz? Geride kalmış birkaç yerlinin bize ayaklanacağıı mı düşünüyorsunuz? Gelin, gelin!

Bu adamlar ya teslim olurlar, ya da kelleleri gövdelerinden ayrılır. Teslim olanlara ve bize kendi iradeleri le katılanlara büyük hediyeler vereceğiz.

Adam gibi adam olanlar için iş, benim inancıma göre, asil sonçlara varmak için yapılır; işin kendisinden başka amacı yoktur. Buna rağmen, aranızdan bu seferimizin nereye uzanacağını bilmek isteyenler çıkabilir. O halde biliniz ki, buradan Ganj'a ve Hint Okyanusuna uzanan yol, hedefimizin bütününe bakıldığında çok küçük bir parçadır.

Hiç şüphe yok ki, okyanuslar dünyayı çepeçevre sardığı için, bu okyanusun Hazar Denizi ile bağlantılı olduğunu göreceksiniz. Daha da ötesi arkadaşlarım, size Hint ve Basra Körfezleri'nin ve Hazar Denizi'nin birbiriyle bağlantılı olduğunu göstereceğim. Gemilerimiz, Basra Körfezi'nden Libya'ya yelken açacak. Sınırlarımız Libya'dan doğuya doğru uzanan toprakların tamamı olacak, Asya gibi! Sınırlarımız, Tanrının dünyaya koyduğu sınırlardan başka birşey olmayacak!

Ama şimdi geri dönersek, Beas Irmağı ve Hint Okyanusu ile İskit diyarları arasında savaşa meyilli biçok insan, boyun eğdirilmemiş olarak kalacak. Sıkı durun; amacımız tüm dünyadır!

Tanrıların bile karşılaşmadığı zorlukları yenmişken, Avernus'tan çıkıp tüm Asya'yı tek bayrak altına toplamış bir ordu olarak geri dönmeyi nasıl düşünürsünüz?

Bu düşündüklerinizden dolayı utanın ve Asya'nın geri kalan ufak bölgelerine de sahip olmak için benimle gelin! Eğer tüm bu fetihlerimizin yeterli olduğunu düşünüp Makedonya'ya dönersek, sadece kendi evimizi korursak, sınırlarımıza tecavüzlerde bulunan Yunanlılara bulaşırsak, çok görkemli ve asil bir iş mi yapmış oluruz?

Eğer komutanınız olarak sizinle bu yorucu ve zor seferlere çıkmamış olsaydım, cesaretinizi ilk kaybedenler olduğunuz için sizi suçlayamazdım. Sadece başkalarını bu işin meyvelerini yemesi için bu kadar sıkıntıya katlanmamış olsaydınız, bu yılgınlığınız doğal olabilirdi. Ancak bu böyle olmadı...

Beyler! Siz ve ben, yükü ve tehlikeyi paylaştık. Ve tabii ki ödülleri de. Fethedilmiş topraklar size ait, hazineler ve gelirler size akıyor. Ve tüm Asya'yı aldığınız zaman, tutkularınızın zirvesine çıkıp tüm zenginliklere doyacaksınız. İşte o zaman, eve dönüp dönmemekte serbest olacaksınız. Benle ya da bensiz.. İşte o zaman ben, kalanların gidenleri kıskanmasını bizzat sağlayacağım."